Yabancılaşma ve Yalnızlık Üzerine – Zeki Demirkubuz Söyleşisi
Kimler benim gibi diye televizyonu açtığımda, okulda, sokakta, mahallede arkadaşlarımla, ailemle, insanlarla konuştuğumda insanlar hiç bilmediğim bir dilden bahsediyorlar.

Hiç anlayamıyorum, ya diyorum acaba diyorum ben kadersiz miyim çekeceksin faydası yok Kaderim , bu adamın inandığı bir şey var. Bu adamın savunduğu bir şey var yani bundan nasiplenemeyen salak ben miyim acaba? duygusu oluyor.
Fakat bunu ne zaman bunu anlamaya çalışıp bunun parçası olduğunda da şu aşağılık gerçek hiç yakamı bırakmadı. Tuttuğum elimde kalıyor, sosyalist oluyorum, elimde kalıyor. Çünkü birbirimiz için hayatımızı siper edip hapse giriyoruz. Sağlam elmayı paylaşamıyoruz, aileme, aileme, derdimi anlatamıyorum ya ben anlatamadım, daha doğrusu.
Sevgiline hiçbir şey söyleyemiyorsun. daha söylediğin anda gözümde benden ayrılmak mı istiyor, başka bir şeyi şeyler mi bu iş? nereye gidecek böyle? Yani şimdi bunun getirdiği yalnızlık bile aslında benim bu imkansızlığı böyle bir mesele olarak ortaya koymamın nedeni .
Şunu anlıyorum sadece zaman içerisinde şöyle bir noktaya geldim sadece bu öyle bir mesele ki gerçekten çözümü yok, sebebi yok ve sadece sonuçlarıyla yaşamak zorunda olduğumuz bir konu. Dolayısıyla acaba diyorum bu insanlar bunu daha mı iyi yapıyor?
Ama artık ben o insan değilim ve bu saatten sonra geriye dönüp de bütün bu hikayemi unutamam. Çünkü öyle ya da böyle böyle yaşadım ve bu böyle bir insan oldum ve bu saatten sonra da bunu nasıl değiştirebilirim? Bunu bilmiyorum.